1986 İzmir doğumlu olan Çulhaoğlu, Pınarbaşılı ve Pınarbaşı’nda yaşıyor. Çulhaoğlu özellikle uyuşturucuya karşı verdiği mücadele ve yaptığı ahilik çalışmalarıyla tanınıyor.

Dört yıldır Pınarbaşı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanısınız. Geçirdiğiniz bu süreci nasıl değerlendirirsiniz?
Öncelikle biz dört yıl bu yolu başlarken büyük bir sorumluluk aldık omuzumuza. Yönetim kurulu arkadaşlarımızla beraber odamızı komple yeniledik. Yeni bir odaya sahip çıktık. Çalışmalarımıza sahadan hiç çıkmadan devam ettik. Esnafımızın derdine, sıkıntısına ortak olduk. Elimizden geldiğince esnafımızın sorunlarına çözüm üretmeye çalıştık. Odamız 1978 yılında kurulmuş, 47 yıldır faaliyette. Bunun dört yılında biz varız. İnşallah bundan sonra da yönetim kurulu arkadaşlarımızla bir dört yıl daha yolumuza devam edeceğiz. Yaptığımız çalışmalarda odamıza büyük bir saygınlık kazandırdık. Kurumlarla iletişimimizi güçlendirdik. Kısacası esnafın sesi olduk burada.

Burada yaptığımız çalışmalar, tabii ki bizim Esnaf Odası olarak sadece oda kayıt belgesi vermekle sınırlı değil. Sosyal faaliyetlere de ağırlık verdik. Kurumlarla iletişimi güçlendirdik. Kimin ne sıkıntısı olursa olsun, esnafın kurumlarla köprü olmaya çalıştık. Sağ olsun Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Bornova Belediye Başkanımız, Esnaf Odamıza gelerek Pınarbaşı’nın sorunlarını dile getirip çözüm ürettiler. Vali Bey’e gittiğimizde Pınarbaşı’yla ilgili problemleri dile getirebildik. Ankara ile temas kurduk. Bunun dışında, sağ olsun Bornova Kaymakamımız ve muhtarlarımız da her bir yönde iletişim sağladılar. Esnafımızın büyük sıkıntıları var. Bizler de bu koltuklarda esnafın sesi olmaya devam ediyoruz. İnşallah bundan sonra da devam edeceğiz.

Esnafın sorunları nelerdir?
Öncelikle küçük esnaf kira artışlarından mağdur. Bu kira artışlarıyla ilgili çok esnafımız zor durumda. İkincisi, “üç harfli” dediğimiz alışveriş merkezleri… Küçük esnaf bu alışveriş merkezleriyle rekabet bile edemiyor. Bu alışveriş merkezlerine bir mesafe konması gerekiyor. Haftanın bir günü kapatılması lazım. Gıda ağırlıklı bir alışveriş merkezi, maalesef her şeyi satabiliyor.
Küçük esnaf gıdanın yanına bir şey koysa hemen cezai işlem uygulanıyor. Bunları bir ayarlamamız lazım. Öncelikle adil bir rekabete sokmak gerekiyor.
Bunun dışında çırak yetişmiyor, ara eleman yetişmiyor. Mesleki okullara yönlendirmeye çalışıyoruz. İnşallah bu sene çok ağırlık verdik. Bundan sonra meslek okullarımıza çırak ve kalfa, ara personeli çoğaltmak için çalışıyoruz.

Artık mantar gibi üç harfli marketler aynı apartmanda, hatta aynı sokakta yan yana açılmaya başladılar. Her köşe başında bir üç harfli market var. Bunlara bir mesafe konması lazım. Biz bunun için bir çalışma yaptık. Sağ olsun Birlik Başkanı Sayın Yalçın Ata da bir çalışma yürüttü. Ticaret Bakanımıza ilettik. Mesafe ölçümü ve haftanın bir günü kapatılması gerektiğini belirttik. Ayrıca satacağı ürünlerin gıda harici bazı ürünlerle sınırlı olmasını istedik. Dosyamızı Ticaret Bakanına verdik, görüşmeler sürüyor.
Küçük esnaf şu an ruhsat alacak. Bir liste geliyor, A4 boyutunda birçok belge istiyorlar. Ama üç harfli marketler ruhsat alacağı zaman öncelik onlara veriliyor.

Sizin ve odanızın yerel yönetimlerle iş birlikleri ne durumda?
Pınarbaşı şu an Bornova Belediyesi sınırları içinde. Bu dönem Ömer Başkan’ın döneminde. Son zamanlarda yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ama bu kolay olmadı. İşte en büyük silahımız iletişim. Eğer köprüyü iyi kurarsanız, derdimizi anlatabiliriz. Başkanımızla da esnaf arasında; zabıtayla, ruhsat müdürlüğüyle, belediye başkan yardımcılarıyla köprü kurmaya çalışıyoruz. Esnafın sorunlarını en azından minimuma indirmeye çalışıyoruz.

Pınarbaşı halkının sorunları ve beklentileri hakkında bilgi verir misiniz?
Bölgemizin en büyük sorunu mıcır ocağı. Pınarbaşı bölgesi sanayileşti. Yaşam alanı olarak sınırlı bir kesim kaldı. Yaşam kalitesi tamamen düştü. Sanayileşme, mıcır ocağı ve yarış pisti çoğaldıkça yaşam alanımız daraldı. Mıcır ocağı başlı başına bir dert. Eskiden 5 KOAH hastası varken, şimdi belki 400-500 KOAH hastası var. Ablalarımız ne çamaşır asabiliyor ne pencere açabiliyor. Okulda okuyan öğrencilerimiz, kardeşlerimiz, evlatlarımız bile, dinamit patladığında deprem oluyormuş gibi hissediyor. Bu korku bile acı verici.

Bahsettiğiniz mıcır ocağı sorunuyla ilgili bir platform kurduğunuzu ve imza kampanyası başlattığınızı biliyoruz. Detay verebilir misiniz?
13 bine yakın imza toplandı. Biz mıcır ocağına karşı değiliz. Bu memlekete mıcır ocağı da lazım. Çünkü taş da lazım, kum da lazım. Ama bunu yaşam alanının 4-5 kilometre dışına taşırsanız, hem buradaki vatandaş rahat yaşayacak hem de dumansız bir yerde nefes alacağız.

Şu an ki durum nedir?
Belkahve’den baktığınız zaman İzmir, rahmetli Mustafa Kemal Atatürk’ün baktığı İzmir değil. Şu an toz duman içinde yaşıyoruz. KOAH hastaları çoğaldı, sağlık sorunları arttı. Eskiden burada ayva ve nar festivalleri düzenleniyordu. Bu Pınarbaşı, İzmir’in kalbi ve aynasıydı. Ama maalesef artık o kalp durma aşamasına geldi.
Pınarbaşı artık sadece düğün salonları ve Cağ Kebabı’yla ünlü. Pınarbaşı’nın gerçek özelliğini kaybetmesi, tarım arazilerinin yok olması, sanayinin gelmesi ve mıcır ocağı gibi etkenler bölgeyi olumsuz etkiledi.

Bahsettiğiniz sorunlarla ilgili yerel yönetimlerden destek aldınız mı?
Son aldığımız netice bir yarış pistinin yapılması oldu. Sağ olsun Cemil Tugay Başkanımız buraya geldi. Eğitim alacak gençler için bir motor eğitimi olacak. Şehir merkezi içinde kaldığı için yarış pistini şehir merkezinin dışına taşımasını istedik. Sağ olsun Cemil Tugay Başkanımız bu işe destek verdi ve yarış pisti burada kapatıldı.
Ömer Başkanımızla da sürekli iletişim halindeyiz. Sağ olsun, o da Pınarbaşı için çaba gösteriyor. Ama mıcır ocağı başlı başına büyük bir sorun.

Yeni dönem için neler planlıyorsunuz?
Allah’ın izniyle, aldığımız sorumluluk ve bilinçle yürüttüğümüz 4 yıllık çalışmayı, bir dört yıl daha esnafımıza, vatandaşımıza ve bölgemize layık olmak için sürdüreceğiz. Tabii ki yönetim değişimi olacak, yeni yüzler ve yeni nesil görev alacak.

Bu değişiklikte bir tazelenme mi söz konusu?
Evet. Arkadaşlarımızla görüşüyoruz, kadroyu tamamen gençleştiriyoruz. Yeni dönemde genç bir kadroyla göreve başlayacağız. Belki de iddialıyım ama Türkiye’de en genç kadro Pınarbaşı Esnaf Odası’nda olabilir.

Rakibiniz var mı? Seçim sürecinde size en büyük desteği kimler veriyor?
Şu an herhangi bir rakibim yok.
En büyük desteğim, yol yürüdüğüm ekip arkadaşlarım. Yönetim kurulu arkadaşlarıma, bize inanan ve güvenen gönül dostlarımıza teşekkür ederim. Esnaflarımız bu ülkenin çimentosu. Onların desteğiyle inşallah bir dört yıl daha talibiz.

Başkanlık döneminizde odanıza ne gibi katkılarda bulundunuz?
Pınarbaşı esnaf odası çok güzel bir bina. Her tarafa Türk bayraklarıyla donatılmış. Burası 1978 yılında esnaf camiasındaki büyüklerimiz tarafından kurulmuş. Göreve geldiğimizde eksikler vardı, giderdik. Toplantı salonunu yaptık, binayı komple yeniledik. Teknolojiyi güncelledik, araba aldık. Tüm bunları esnaf odamızın parasıyla değil, bize güvenmiş dostlarımızın desteğiyle yaptık. İmece usulü, el birliğiyle binamızı bu hale getirdik.

Yeni dönem mesajınız nedir?
Yeni dönemde, genç kadroyla esnafa daha iyi hizmet sunacağız. Esnaf bizim için çok kıymetli. Onlara hizmet için buradayız ve layık olacağız.

Odanızın ve sizin çeşitli sosyal sorumluluk projelerine katıldığını biliyoruz. Gerçekleştirdiğiniz bu sosyal sorumluluk projelerindende bahsedebilir misiniz?
Emniyetle birlikte iki ayrı tarihte, uyuşturucu ve siber suçlarla ilgili eğitim seminerleri düzenledik. Vatandaşlarımızı bilgilendirdik, gençlerle iletişim kurduk ve köprü görevi gördük. Katılım oldukça iyiydi.

Ahilik çalışmalarınız ile de anılıyorsunuz. Son olarak bundan da bahseder misiniz?
Göreve geldiğimden bu yana, 4 yıl boyunca esnafımıza siftah parası bırakıyoruz. Gece saat 2’de başlıyor, sabaha kadar esnafa ulaşıyoruz. Zarfın içinde “Ahilik haftanız kutlu olsun, siftah bizden, bereket Allah’tan” yazıyor. Bu, esnafın haberi olmadan bırakılıyor. İnanın esnafımızın duasında ayaktayız inşallah.

