İzmir siyasetinde hareketli günler yaşanıyor.
Başta kentin iktidarına sahip CHP olmak üzere, Ak Parti, MHP, İyi Parti, Deva ve Anahtar Parti il teşkilatlarında hummalı bir saha çalışması gözlemliyoruz.
Bu partilerin özellikle il başkanları yarın seçim olacakmış edasıyla sokakta, sahada vatandaşlarla buluşuyor.
Bu da İzmir’de yerel siyaseti konuşulur, tartışılır hale getiriyor.
CHP’de genel merkezin adayı olarak tek listeyle girdiği kongreden İl Başkanı seçilen Çağatay Güç, hızlı bir başlangıç yaptı.
Güç’ün öncelikle yeni yönetim kadrosuna bir bakalım.
Çoğunluğu yeni isimlerden oluşan Güç’lü bir yönetim kadrosu oluşturulmuş.
Tüm İzmir’i, örgütleri kucaklayıcı bir liste olmuş.
Neredeyse her ilçeden, bölgeden temsilci var il yönetiminde.
Gençlerin bir kez daha önü açılmış.
Bu tazelenme İzmir İl Örgütü’nü daha dinamik kılacaktır.
Çağatay Başkan, yönetimi başkan yardımcılıklarıyla doldurmak yerine komisyonlar kurarak her alanda sorumluluğu paylaştırmış.
Daha net anlatmak gerekirse, geçtiğimiz dönem 30 il yöneticisi başkan yardımcısıydı. Yeni süreçte 40 yönetici arasında başkanvekili, il ve eğitim sekreterleri, sayman ile bilişim sorumlusu dışında 11 başkan yardımcısı görevlendirildi.
Diğer kalanlara komisyon görevi verildi.
Dar ama güçlü bir ana yönetim kadrosu oluşturuldu.
Eski yönetimden 10 isim yeni dönemde görev alırken, sadece Arda Işık ve Baki Ükişçevik A Takımı’nda yer aldı.
Örneğin Murat Bakan, Deniz Yücel ve Şenol Aslanoğlu’na yakın isimler A Takımı’nda de yer bulamadı.
Bunun nedeni de çok açık… Kongrede o ekipler tarafından diretilen listenin rövanşı olmuş.
Her dönem birkaç isimle A Takımı’nda yer alan Karabağlar, Güç’ün A Takımı’na giremedi!
A Takımı’nın en dikkat çekici ve sürpriz ismi şüphesiz Başkan Vekilliği görevine getirilen Avukat Murat Aydın…
Karşıyaka ve Büyükşehir’de kritik görevlerde bulunan ve hukukçu kimliği ile ön plana çıkan Murat Aydın’ın A Takımı’nın ikinci adamı olması Çağatay Güç içinde büyük avantaj sağlıyor.
Görevine hızlı bir şekilde başlayan Çağatay Başkan, gerek ilçelerde, gerekse merkezde art arda düzenlediği toplantılarla hem yapacaklarını paylaşıyor hem de tüm örgütü daha yakından tanıma fırsatı buluyor.
Gelelim şu cv isteme meselesine…
Hangi İl Başkanı göreve ilk atandığında tüm yönetimini tam anlamıyla tanıyordu?
Çok geriye gitmeye gerek yok…
Şenol Aslanoğlu… Ondan önceki İl Başkanı Deniz Yücel…
Aynı şekilde ve yöntemlerle göreve gelmedi mi? Seçilmedi mi?
Bir Başkanın yönetimindeki kişilerle ilgili tüm detayı öğrenmek istemesinden daha doğal ne olabilir ki?

İzmir’de birileri sürekli suyu bulandırma ve bu bulanık suda balık avlanma derdinde!
Bunların kimler olduğunu hepimiz zaten biliyoruz.
Geçmişi artık arkada bırakma zamanı…
Çağatay Güç ve ekibinin neler yapacağını, ya da yapmayacağını hep birlikte göreceğiz.
Genel Merkezle, Büyükşehirle, ilçe belediyeleri ve ilçe örgütleriyle tam uyum içinde çalışan bir il yönetimi var.
Herkes sorumluluğunu bilirse ve işini ona göre yaparsa zaten sorunda, kavgada olmaz.
Gelelim başlıkta da bahsettiğim Başkan Tugay’ın sorumluluğuna…
Başkan Tugay’ın önceki, gün Cumhuriyet Meydanı’nda partisince düzenlenen törende yaptığı konuşmanın detaylarına dikkat çekmek istiyorum.
Dedi ki;
- “Ben CHP’li olmaktan gurur duyuyorum.
- Her CHP’linin borcu halkadır, tarihimizedir, geçmişimizedir ve geleceğimizedir. Biz önümüzdeki genel seçimde İzmir’den hep beraber rekor oy çıkaracak mıyız?
- Ben partimize, örgütümüze, halkımıza güveniyorum. Ben ve arkadaşlarım da bu mücadelenin en güçlü parçaları olarak çalışmaya devam edeceğiz.
- Söz veriyorum. Hiç biriniz İzmir Büyükşehir Belediyesi ya da ilçe belediyelerimizin yüzünden başınızı önünüze eğmeyeceksiniz. Bunun teminatı benim.
- İzmir CHP’nin amiral gemisidir, amiral gemisinin gereğini yerine getirmiş olacağız.”
Başkan Tugay’ın bu sözleri çok büyük bir sorumluluğun özetiydi. Açıkça 28 ilçe belediye başkanına, 28 ilçe başkanına ve onların yönetimlerine, kadrolarına kefil oldu, “Teminatınız benim” dedi.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bu saatten sonra İzmir’deki CHP’li hiçbir belediye başkanının hata yapma lüksü yok demek!
Yaptıkları her hata da, her başarı da Başkan Tugay’a yazacak!
Umarım tüm başkanlar bunu idrak edebilmiştir!
Bu saatten sonra yaptıkları da, yapmadıkları da direk Başkan Tugay’ın karnesine artı / eksi diye yazılacak!
Başkan Tugay’ın 28 ilçe belediye başkanına kefil olması gerçekten büyük cesaret örneği!
Bu kefillik bazı belediye başkanları için aslında kendilerini toplamaları için bir fırsat.
O başkanlar da zaten kendilerini biliyor. İlçelerinde yaşadıkları kaoslar ve sorunlar ortada…
Umarım bazıları kişisel hırsları uğruna yaptıkları yönetim hataları ile Başkan Tugay’ın bu kefilliğini ve güvenini boşa düşürmezler!

YORUMLAR