Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal’ın bir televizyon kanalında Bostanlı pazarında yaşananlarla ilgili canlı yayınını şaşkınlıkla izledim.
Bir gün önce mecliste gözyaşları dökerek, tehdit edildiklerini anlatan Yıldız Hanım, aynı senaryoyu canlı yayında da sürdürdü.
Yıldız Hanımı ilk defa bir canlı yayında izledim ve dehşete kapıldım.
Karşımda her şeye, her konuya hakim bir belediye başkanı yerine, anlattıklarını yeni ezberlemiş ve heyecandan da unutmamaya çalışan bir başkan vardı sanki.
Kent A.Ş çalışanlarının maaş alacaklarından konuya dalış yapan ve bunun için Bostanlı pazaryerini cumartesi günleri kiraya vermeyi kararlaştırdıklarını anlatan Yıldız Hanım, “Her şey çok güzel olacaktı ama buna karşı çıkanlar oldu” diyerek yine pazarcıları hedef tahtasına koydu.
Sanki kendisi meclis kararı almış gibi!
Sanki her şeyi hukuki zemine dayandırmış gibi!
Kendisi ak kaşık ama hakkını arayan pazarcı günah keçisi!
Neyse…
Yıldız Hanım’ın canlı yayın fiyaskosuna devam edelim.
Sayın Başkan, pazaryerinin bakımsızlığından dert yandı.
Topu kendisinden önceki başkanlara atmaya çalıştı.
Hele o cümleleri Karşıyaka’nın itibarını yerle bir etti!
“Biz çok fakir bir belediyeyiz” dedi!
Çöp kamyonu sayılarıyla canlı yayında “mağdurum” algısıyla işin içinden sıyrılmaya çalıştı yine Yıldız Hanım…
Bakın Yıldız Hanım…
Siz sanırım nerenin belediye başkanı olduğunuzun farkında bile değilsiniz!
Karşıyaka gibi İzmir’in en zengin, en modern, en kaliteli ilçesinin belediye başkanı bunları söylüyorsa ya işi bilmiyordur, ya da yönetmeyi!
Buradan Kiraz, Beydağ belediyelerini tenzih ediyorum onlar bile sizin kadar ağlayıp sızlamıyor!
Siz Karşıyaka’ya uzaydan mı geldiniz?
Karşıyaka Belediyesi’nin mali yapısını bilmeden mi belediye başkanı oldunuz?
Sanırım biraz öyle olmuş!
Hadi diyelim belediye yönetmelik ve uygulamalarını bilmiyorsunuz, o kadar yardımcınız ve danışmanınız var.
Onlarda mı bilmiyor?
Siz bu göreve sorun çözmeye mi, ağlamaya, sızlanmaya mı geldiniz?
1,5 yıldır ne yapıyorsunuz?
Karşıyaka gibi bir ilçede gelir üretemiyorsanız belediyeyi döndüremiyorsanız bence gereğini yapmalısınız!
Ama ağlayarak değil, çözüm üreterek!
Ürettiğiniz çözümleri de yasal zeminlere dayandırarak yapmalısınız.
Meclis kararı olmadan bir şey yapamayacağınızı bilmelisiniz.
Siz bilmiyorsanız çevresizde secde duran çalışma ekibiniz bilecek!
Bostanlı pazarı konusunda size kim bu aklı verdiyse ve sonrasında kim bu kaosa sürüklediyse hesabını sormalısınız.
Ha ben tek başıma yaptım diyorsanız bunun da karşılığı budur.
Sayın Ünsal… Kabul edin, hata yaptınız, hatanızı hatalar zinciri ile toparlamaya çalışıyorsunuz.
Yine canlı yayında “Ben ranttan anlamam, siyasetin kirli yüzünü bilmem” demişsiniz.
Sayın Ünsal… Siz ortada dönecek olan rakamların büyüklüğünün farkında değil misiniz?
O Pazar tezgâhlarının yeniden kiralanmasıyla elde edilecek ana gelirle bırakın Kent A.Ş işçilerinin alacaklarını ödemeyi, önümüzdeki 3,5 yılın maaşları da çıkar.
Ama siz bunun farkında değilsiniz sanırım.
Ama birileri farkında ve iştahla o milyonları kasalarına indirecekti sizin sayenizde!
Belki bu yüzden yargılanacaktınız Yıldız Hanım!
Bence bu işten ucuz kurtuldum diye sevinmelisiniz!
Gelelim en can alıcı noktaya…
BURASI MİLLİ EMLAK’IN DEĞİL Mİ?
Bu Bostanlı Pazarının yeri Milli Emlak’tan kiralanmadı mı?
Bu pazaryerinin başka üçüncü şahıslara ve tüzel kişilere kiralanamayacağını bilmiyor musunuz?
Dün Karşıyaka’dan deneyimli bir belediye bürokratı dostumla konuştuk.
Dedi ki, “Yıldız hanım meclis kararı alsaydı dahi geçerli olmazdı, çünkü burası başka kişilere devredilemez.”
Şok!
Yıldız Hanım hata üstüne hata yapacaktı.
Neyse ki o inadından vazgeçti de Karşıyaka Belediyesi büyük bir hukuksuzluğun kapısından döndü.
KARŞIYAKA BELEDİYESİ VE VİZYON PROJESİ: AŞEVİ!
Gelelim Yıldız Hanım’ın 19 Kasım’da açılışını yapacağını duyurduğu sosyal tesislere…
Ne açılacak?
Aşevi…
Sadece İzmir’in değil Türkiye’nin gözbebeği bir ilçede yapılacak başka bir hizmet ve yatırım kalmadıysa ben diyecek bir şey bulamıyorum.
O Aşevi kimlere hizmet verecek çok merak ediyorum.
Siz yanlış ilçeye başkan olmuşsunuz Yıldız Hanım…
Umarım 3,5 yıl sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Zaten kalan 3,5 yılı da ağlaya ağlaya, mağdur edasıyla geçireceğiniz çok açık!

YORUMLAR